Üvey annem, sabahın erken saatlerinde, evin sessizliğinde kendine bir kahve hazırlıyordu. O an, taze kahve kokusu etrafa yayılırken, ben de sevgilimle birlikteyken hissettiğim o yoğun çekimi düşünüyorum. Sadece birkaç saat önce, evde yalnız kalmanın verdiği heyecanla birlikte, gizli bir buluşma yaşamıştık. Kalbim hala hızla atıyordu ve onun yanındayken hissettiğim tüm o zevk dolu anlar aklımda canlanıyordu. Sevgilim gülümseyerek banyonun kapısını araladı. Şampuan köpüklerinin havada süzüldüğü o güzel manzaraya baktım ve içimde bir ateş yarattı. Sadece birkaç dakika içinde bu karanlıkta kaybolmak için hazırdım. Ancak, birden kapının açılması ile her şey değişti: Üvey annem oradaydı. Onun yüzündeki şaşkınlığı görmek beni hem korkutmuş hem de heyecanlandırmıştı. Kalbim yerinden fırlarken, birbirimize güçlü bakışlarla müthiş bir gerilim yarattık. Sevgilimle aramızdaki bağ daha da güçleniyordu; üvey annemin gözleriyle bizi izlerken oluşan elektrik tam anlamıyla yerinde sayamıyordu. Aniden, bu yasak aşkın tadını çıkarmaya başladığımız anları hatırlamak beni daha da sarhoş etti. Ellerinin sıcaklığı ve hırıltılarımız arasında kaybolarak bu yasak ilişkide yeni boyutlara ulaştıkça, üvey annem arkamızdan gelen seslerle irkildi ama biz buna aldırmadık. Sanki dünya sadece bizim etrafımızda dönüyordu. Duştaki suyun sesi, ruhumuzu okşayan melodi gibi yankılandı ve birbirimize daha da yakınlaşmamızı sağladı. Her şeyin mümkün olduğu o baş döndürücü anda, haz peşindeki vücutlarımız birbirine kenetlendiğinde zaman durdu sanki. Üvey anne figürü gölgelerin ardında kaybolup giderken bıraktığı gerilimin sıcaklığında daha da derinlere daldık. Hissettiklerimiz bilinçaltımızda yankılanmaya devam ederken jeolojik katmanlarıyla açığa çıkan arzularımızı doyuruyorduk. Sonunda her ne olursa olsun yaşadığım bu yasak ikiliğin verdiği zevki asla unutmayacağımı biliyordum. O anların getirdiği karmaşa ve tutku zihnimde kalıcı olacak kadar etkileyiciydi. Sevgiyle birleşmiş olan arzularımız sonsuza dek sürmek üzere huzur bulmuştu, fakat aynı zamanda tehlikenin tatlı heyecanını da hissediyordum…
