Üzerlerinde hafif, seksi kıyafetler bulunan Prinzzess ve Vienna Rose, samimi bir akşam yemeğinin ardından mutfakta karşılaştı. O an, ikisi de aralarındaki çekimin farkındaydı; gözlerinin derinliklerinde gizli bir ateş yanmaya başlamıştı. Prinzzess’in parmakları, Vienna’nın belini nazikçe kavrayarak ona yaklaşırken, kalplerinin ritmi hızlandı. Yavaşça birbirlerine doğru eğildiğinde, öncelikle sıcak nefeslerini hissettiler. İkisinin de gözleri birbirine kilitlenmişti ve o an her şey durdu. Hiçbir kelimeye ihtiyaç yoktu; ruhlarının derinliklerinde geçen bu tutku dolu an yeterdi. Vienna’nın mükemmel vücut hatları, Prinzzess’in zihninde bir resim gibi canlanıyordu. Duygularının yoğunluğu içinde kaybolmuşlardı. Tam o sırada, Prinzzess elini yavaşça Vienna’nın iç çamaşırının üzerine koydu. Bu ince dokunuş bile heyecan vericiydi. Parlak kırmızılar arasında kaybolmuş hissettirdiği noktalar ile jandarma gibi birbirlerine cesaret verdiler. Parmaklarının dansı devam ederken, öpücüklerle alevlenmeye başladılar; dudakları birleştiğinde ise tüm dünyanın kaybolduğunu düşündüler. Hayatın getirdiği tüm zorluklar bu gece için geçersiz hale gelmişti; ikisi de sadece birbirlerine odaklandılar ve ruhsal bağlantıları biraz daha derinleşti. “Özür dileme,” dedi Prinzzess gülümseyerek, “bu gece bizim gecemiz.” O an boyunca tüm sınırları aşıp kendilerini özgür bıraktılar. Daha fazla duygusal dayanışma ve fiziksel temasla birlikte tutkuları adeta patladı. Mutfakta dolanan sesler artık başka bir boyuta taşınmıştı; her dokunuş, her fısıldayış onları çaresizce birbirlerine bağlıyordu. Sonunda baş döndürücü bir doruk noktasına ulaştıklarında hayatlarının en tutkulu deneyimlerinden birini paylaşıyorlardı. Gözlerinin içine baktıklarında ise sadece aşk değil, aynı zamanda evrende yeniden doğuş hissi vardı. O andan sonra her şey sona ermiş gibi görünse de aslında onları bağlayan bağı daha da güçlendirmişti. Bütün gece boyunca süren bu tutku dolu serüvenin baş kahramanları olduklarında, geçmişleri geride bırakarak yalnızca geleceğe dair düşledikleri diyarların kapılarını ardına kadar açtılar.
