Üst katta sadece biraz eğlence var gibi görünüyordu; ama o an, her şeyin beklenmedik bir şekilde değişeceğinden habersizdi. Alexis Fawx, evinin sıcak, samimi havasında kaybolmuşken, genç misafiri Johnny Castle’ın bakışlarındaki merak onu etkisi altına almıştı. İlk başta, gülümseyerek “Üst kata geçebilirsin. Bir şeye ihtiyacın olursa sadece seslen” dedi; ama içindeki çekici enerjiyi gizleyemedi. Johnny’nin gözleri bu davet karşısında parladı, çünkü cinsel gerilim, sıcak yaz akşamında adeta havada uçuşuyordu. Genç adam ise kelimeleriyle sessizce sormaya cesaret edemediği bir şeyi ifade etti: “Arkadaşlarımın annelerini daha önce hiç böyle görmemiştim.” Alexis’in yanıtı hafif bir gülümseme ve başıyla onaylamak oldu. Kendi güzelliğini ve cazibesini biliyordu; bunun farkındaydı. Özellikle büyük göğüsleriyle seksi bir anne imajını yaratırken karşısındaki genç adamın hayranlık dolu gözlerini hissetmesi ona asıl tutkuyu aşılıyordu. O an içindeki kadın içgüdüleri sahne aldı; kendisine güveniyor ve genç erkeğin beceriksiz duygusal tepkilerini izlemekten zevk alıyordu. Bir anda ortamda yoğunlaşan gerilim tırmandıkça yükseldi. Johnny’nin sesi titrek ama kararlıydı: “Lütfen tavana vur.” İşte bu sağduyu ve isyan arasındaki ince çizgi, her ikisini de sarhoş eden bir tat bırakıyordu havada. Aralarındaki çekim yalnızca fiziksel değil; ruhsal olarak da derinleşiyordu. Sonunda, o an geldiğinde birbirlerinin gözlerine baktılar ve aralarındaki enerji patlayıcı hale geldi. Evin sıcaklığı içinde büyüyen bu sıcaklık, başka bir boyuta taşınmaya hazırdı. Her şey açıkken birbirlerini keşfetmenin heyecanı giderek artmaktaydı; iki farklı dünyadan gelen bu insanlar arasında kurulan bağ asla unutulmayacak türden olacaktı. Artık ahşap merdivenlerin üst katına çıkan kapıları aralayan cesaretle dolu olan bu hikaye, ikisinin de hayatında yeni bir dönem açıyordu — sıradan olmayan ama efsanevi bir deneyim için hazırlanan gerçek anlamda iki ruhun birleşimi gibi…